TEDAVİLER
İlk başta abartılı gelebilir ama ağız ve dişler vücudunuza açılan kapıdır. Dolayısıyla ağız ve diş sağlığı, tüm vücudun sağlığını etkileyen ve dengede tutan bir faktördür. Bütünsel anlayışımız bununla sınırlı değil; Pırıl pırıl mükemmel dişlerin sizi daha çok gülümsemeye teşvik edeceğini ve hastalarımızın gelecekteki sosyal yaşamlarını kökten etkileyeceğini biliyoruz. Sosyal ilişkilerde daha bağımsız ve özgüvenli olmak, psikolojik sorunlar yaşama olasılığını azaltacak ve hatta bu tür mevcut sorunların iyileşmesine katkıda bulunacaktır. Başka bir deyişle, sağlıklı dişlerin etkisi sanıldığından çok daha geniştir. Özgürce gülmenize, yemenize, içmenize ve eğlenmenize yardımcı olmak için buradayız ve işimizin ne kadar etkili olabileceğinin farkındayız.
DİJİTAL DİŞ HEKİMLİĞİ

Dijital teknolojilerin gelişmesi, diş hekimliğine görüntüleme, ölçme, tasarım ve  üretimde yeni boyutlar kazandırmıştır. Yaklaşık otuz yıl önce CEREC – CAD CAM sistemleriyle başlayan dijital uygulamalarla maksimum hassasiyette ölçüler, modelleri laboratuvara el değmeden ve anında ulaştırma kolaylığı, bilgisayarda maksimum detayda tasarım ve el değmeden üç boyutlu üretim mümkün olmuştur. Dijital yöntemleri biz doktorlar, dolgu ve protez restorasyonlarında olduğu gibi cerrahide ve diş çapraşıklıklarında da kullanabiliyoruz.  

Dijital olanaklarla hastalarımızın görüntüleri üzerinde diş, boyut ve şekillerini deneyebilmek de mümkün olmaktadır. Yapılacak restorasyonlarda ölçülerimizi çok kısa sürede ağızda dolaştırdığımız kameralarla alabilmekte ve oluşan dijital modeller üzerinde gene modelleme ile dolgular, porselen restorasyonlar, deneme amacıyla üretilen geçici restorasyonlar, protezler aynı gün içinde üretilebilmektedir.

Restorasyonların dışında ortodontik tedaviye dijital tasarım ve yapay zeka yeni bir boyut getirmiş, invisalign ile başlayan bu gelişme bize artık ileri ortodontik bozukluklarda bile üç boyutlu tasarım ve üretimle plakla telsiz ortodontik tedaviyi mümkün kılmıştır.

Dijital tasarımla kişiye özel üretilen cerrahi implantlar ise kemik olmayan durumlarda bile tek seansta yerleştirilebilen ve hastalarımızı dişleriyle beraber gönderebilme imkanı sağlamıştır. Aynı zamanda dijital teknolojiyle hazırlanan cerrahi kılavuzlar sayesinde dikişsiz seri implant yerleştirilmesi de mümkün olmuştur.

ESTETİK DİŞ HEKİMLİĞİ

Estetik diş hekimliği, hastanın diş görünümlerinin ve gülüşünün beklentisine uygun bir estetik görünüme ulaşması için ağız içerisinde çeşitli tedavi yöntemlerinin uygulanmasıdır. Bu kapsamda dişler, diş eti dokusu ve hatta dudak konumu kişinin çeşitli özellikleri göz önüne alınarak uyumlandırılabilir. Hastanın karakteri, yüz şekli ve beklentileri tasarımın belirlenmesinde kilit rol oynayan önemli etkenlerdir. Estetik diş hekimliği uygulamaları sayesinde hasta, kendini mutlu hissedeceği estetik özelliklere sahip gülüş profiline kısa bir sürede kavuşabilir.

Estetik Diş Hekimliğinde Hangi Tedaviler Uygulanabilir?

Estetik diş hekimliği uygulamalarında, diş dokusunda ya da dişlere komşu yumuşak dokular üzerinde düzenlemeler yapılabilir. Yalnızca dişlerin renginde birkaç ton değişim sağlanması isteniyorsa çeşitli diş beyazlatma yöntemleri ile kısa sürede istenen değişiklik sağlanabilir. Diş dokusundaki minimal kayıplar, asimetriler ya da dişler arasındaki minimal boşluklar estetik dolgu uygulamaları ile düzenlenebilir. Dişlerin renk, şekil veya dayanıklılık özelliklerinin bir ya da birkaçında kalıcı ve daha büyük değişiklikler yapılması istendiğinde ise tam seramik tedavileri seçenekleri ile istenen değişimler sağlanabilir. Dişin yalnızca ön yüzünde düzenleme yapılmasının yeterli olduğu durumlarda, düzenleme yapma ihtiyacının oldukça az olduğu porselen lamine uygulamaları tercih edilebilir. Protezin dişi sarmasının gerekli olduğu durumlarda ise zirkonyum ya da emax kaplama tedavileri ile hem estetik hem de dayanıklı protezler hazırlanabilir. Emax porselenler, ışığı yüksek oranda geçirme özellikleri sayesinde diş dokusunun doğal görünümüne oldukça benzer estetikte natural sonuçlar elde edilmesine olanak tanır. Özellikle ön grup içerisinde yer alan dişlerin şekil ve renk değişiklikleri planlandığında bu materyal estetik üstünlüğü sayesinde sıklıkla tercih edilir. Emax porselen uygulamaları için diş yüzeyinde yer hazırlanırken genellikle minimal bir düzenleme yapılması yeterli olur. Zirkonyum porselenler ise daha düşük yansıtıcılığa sahip ve yüksek oranda dayanıklı olma özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Dişlerde renkleşme problemlerinin ileri düzeyde olduğu zamanlarda estetik görünümü bozan bu rengin maskelenmesi için materyalin bu özelliğinden sıklıkla faydalanılır. Dayanıklılığının oldukça yüksek olması sayesinde ise fonksiyonlar sırasında çeşitli kuvvetlere daha büyük oranda maruz kalan arka grup dişlerde de rahatlıkla tercih edilerek, bölgede estetik özellikleri doğal diş yapısına yakın tedavilerin uygulanabilmesine olanak tanır. Diş eti dokusunun asimetrisine veya gülüş esnasındaki görünürlüğüne bağlı olarak meydana gelen estetik sorunlar ise pembe estetik işlemleri ile tedavi edilebilir. Bu kapsamda diş eti dokusunun bir miktarının çıkarılması ile diş etinin ya da dudağın konumu düzenlenebilir. Estetik diş hekimliği uygulamaları tek başına ya da birkaç yöntemin kombine edilmesiyle birlikte uygulanabilir.

Estetik Diş Hekimliği Tedavileri Nasıl Yapılır?

Yapılan ilk seansta hastanın estetik beklentilerini karşılayabilecek tüm tedavi alternatifleri hastaya ayrıntılı bir şekilde sunulur. Tasarım planı gerektiren uygulamalar haricindeki estetik diş hekimliği tedavileri genellikle tek seansta işlem tipine göre ise lokal anestezi uygulanarak konforlu bir şekilde gerçekleştirilebilir. Tedavi yönteminin seçilmesinin ardından tasarım oluşturulacak bir işlem planlanlandığında ise hastadan ölçü alınır. Gerekli durumlarda hastanın çeşitli yönlerden profil görüntüleri alınarak değerlendirmeye dahil edilebilir. Hazırlanan tasarım; hastaya anlatılabilir, model üzerinden gösterilebilir ya da uygun koşullar sağlanabiliyorsa ağız içerisinde prova edilebilir. Tasarım özelliklerinin hasta beklentisini tam olarak karşılamaması ya da diş dokuları ile ideal uyumu oluşturamaması durumunda değiştirilebilmesi mümkündür. Tasarımın son haline karar verildiğinde ise diş yüzeyinde düzenleme işlemine geçiş yapılır. Dişlerde uygulanacak tedaviye yer hazırlanması için gerekli aşırdırmalar yapılır ve diş etlerinde değişiklik yapılması planlanıyorsa gerekli düzenlemeler sağlanır. Düzenlemelerden sonra tasarımın ağız içindeki dokuların yeni formuna adapte edilmesi için yeni bir ölçü alınır. Hastanın kalıcı diş protezlerinin yapımı tamamlanana kadar geçen süreçte estetik ve fonksiyonel olarak problem yaşamaması için geçici diş protezleri hazırlanır ve hastaya uygulanır. Hastanın kalıcı protezleri diş ile tümüyle uyum sağlayacak şekilde düzenlendiğinde dişe kalıcı olarak yapıştırılır.

ONARICI DİŞ HEKİMLİĞİ

Diş dokularında yüzey, renk, şekil bozuklukları ve kayıplarının doğal dokuları koruyarak minimum preparasyonla maksimum şekil, renk ve fonksiyona ulaşacak şekilde tamamlanmasıdır. Bu alanda temel prensiplerin yanında digital yenilikler ve yeni nesil materyal ve yöntemler bizleri ideal sonuçlara ulaştırmaktadır. Diş dokularının sadece bozuk kısımlarının hazırlanarak tamamlanabilmesi renk geçirgenlik sertlik olarak diş dokusunu taklit edebilen materyaller, dişe kimyasal tutunmayı maksimuma çıkartan bonding yöntemleri ve digital teknoloji desteği kaybolan dokuları geri kazandırmaktadır.

BEYAZLATMA VE TEMİZLEME

Diş beyazlatma (Bleaching), dişin renk tonunun belirli yöntemlerle diş hekimi kontrolünde ağartılması işlemidir. Bu işlemlerle sağlanan beyazlık, rutin ağız bakımına dikkat edilmesiyle bir yıla kadar etkisini devam ettirebilmektedir. Hastanın beklentisine bağlı olarak ev tipi ya da ofis tipi diş beyazlatma yöntemleriyle dişlerin kendi renk tonlarından birkaç ton daha beyaz olması sağlanabilir. Bazı durumlarda ise bu iki yöntemin kombine edilerek uygulanması tercih edilebilir. Bu işlemlerin yanı sıra, kanal tedavisi yapılmış dişlerde gözlenen renkleşmenin tedavisi için tek dişin içten beyazlatılması işlemi de uygulanabilir.

Diş Beyazlatma Tedavileri Nasıl Yapılır?

Ev Tipi Diş Beyazlatma

Ev tipi diş beyazlatma yöntemi uygulanacaksa öncelikle hastadan ölçü alınır ve bu ölçü üzerinde hastaya özgü beyazlatma plakları oluşturulur. Bu plaklar, beyazlatıcı jel ile birlikte günlük olarak diş hekiminin belirlediği sürelerde kullanılır. Her kullanımdan sonra soğuk su ve sıvı sabun yardımıyla yıkanarak temizliği sağlanır. Uygulamalar arasında plak, kutusunda muhafaza edilir. Tedavide beyazlatıcı jelin dişler üzerinde etki göstermesi için genellikle plağın günlük olarak 4-6 saat boyunca kullanılması gerekir. Bu durumda tedavi ortalama 10-15 günde tamamlanabilir.

Ofis Tipi Diş Beyazlatma

Ofis tipi diş beyazlatma işlemi uygulanacaksa, tedavi klinik ortamında diş hekimi tarafından yapılır. Bu tedavi yönteminde uygulanan beyazlatma jelinin dişlerin üzerinde UV ışını ya da lazerle birlikte aktivasyonu gerçekleştirildiğinden beyazlatma etkisi, çok daha kısa bir sürede dişler üzerinde görünür hale gelir. Tedavi seansı ortalama 1 saat içerisinde tamamlanabilir. İstenen beyazlama etkisine bağlı olarak, dişlerin tedaviye uygun olduğu durumda birden çok seans planlanabilir. Gerekli olduğu durumda tedavi ev tipi beyazlatma işlemi ile desteklenerek kombine diş beyazlatma işlemi uygulanabilir. Bu durumda ise ofis tipi diş beyazlatma seanslarını takiben, ortalama 2-3 gün ev tipi beyazlatma işlemi uygulaması planlanabilir.

Tek Diş Beyazlatma

Kanal tedavisine bağlı renk değişikliklerinde uygulanan dişlerin içten beyazlatma işlemlerinde, dişin üzerindeki dolgu sökülür, beyazlatma jeli dişin içerisine uygulanıp dişe geçici dolgu materyali yerleştirilmesiyle dişteki beyazlama süreci başlar. Renk tonundaki değişiminin üç günlük aralıklarla diş hekimi tarafından kontrolü yapılır. Uygun renk tonu elde edildiğinde, beyazlatma jeli dental kaviteden temizlenir ve kaviteye kalıcı dolgu materyali uygulanır.

Diş Beyazlatma Yöntemi Hangi Kriterlere Göre Belirlenir?

Dişler üzerinde minimal düzeyde ton farkı oluşturmak isteyen ya da renk beklentisi konusunda kararsız olan hastalar için ev tipi beyazlatma işlemi daha uygun bir tercih olabilir. Bu işlemde beyazlama süreci, günlere yayılarak kademe kademe ilerlediği için renk tonunun daha kontrollü bir biçimde takibi sağlanabilir. Diş renginin hastanın beklentisinden büyük oranda koyu olması durumunda ise tek seansta belirgin bir renk farkı oluşturabilen ofis tipi diş beyazlatma işlemleri sayesinde kısa sürede etkin bir tedavi gerçekleştirilebilir. Dişin renk tonuna bağlı olarak istenen renge ulaşılması için bir ya da birden fazla tedavi seansı planlanabilir. Renk tonunda daha fazla açılmanın mümkün olduğu durumlarda hastanın isteğine bağlı olarak bu beyazlatma işlemi, ev tipi beyazlatma ile desteklenebilir.

Diş Beyazlatma Tedavisi Sonrasındaki Süreç Nasıl İlerler?

Diş beyazlatma tedavisinin ardından, uygulama yapılan dişlerde minimal diş hassasiyetleri gözlenebilir. Bu etkiler, genellikle 24 ila 48 saat içerisinde azalarak ortadan kalkar. Uygulamadan sonraki ilk iki haftada sigara, çay, kahve gibi dişlerde renk bırakarak lekelenmeye neden olan ürünlerden uzak durulması gerekir. Bu besinlerin tüketimine dikkat edilmemesi durumunda, beyazlama etkisinde erken dönemde azalma görülebilir. Uzun vadede rutin ağız bakımının özenli bir şekilde uygulanması ve dişlerde renklenmeye sebebiyet verecek ürünlerin tüketiminin azaltılmasıyla tedavinin etkisi daha uzun vadede korunabilir.

İMPLANT TEDAVİSİ

Diş kayıplarının doku dostu olan titanyumdan üretilen diş kökünü taklit edebilen implantlarla tamamlanmasıdır. İmplant kemik dokusuna kimyasal olarak bağlanır. Zaman içinde digital teknolojinin gelişmesiyle implant sistemleri de gelişmiş, sadece tek diş kökü değil, kemik yetersizliklerinde bile ağ şeklinde çene kemiğini sararak eksik dişlerin tamamlanmasına imkan veren implant sistemleri hayatımıza girmiştir. Bunun yanında tomografi ve üçboyutlu ölçüler ile gene kişiye özel hazırlanan plak rehberliğinde dikişsiz implantlar geliştirilmiştir. İmplantlar diş eksikliklerinin diğer dişlerden destek alınmadan tamamladığı için diğer dişleri korumuş ve diş kayıplarını ve hareketli protez kullanımını azaltmıştır. Doğal dişe yakın görünüm ve fonksiyon sağlayan implantlar kemik dokusunu da korur ve fonksiyonu sağlayarak ağız sağlığının devamlılığını sağlar.

ORTODONTİ

Ortodontik tedavi, dişlerde ve yüzde gözlenen düzensizliklerin dişlere ve çene kemiklerine kontrollü kuvvet uygulanması yoluyla tedavi edilmesidir. Bu kuvvetlerin oluşturulması için ağız içerisinden ya da dışarıdan çeşitli apareyler uygulanabilir. Tedavi genellikle dişlerin ön yüzeyine yerleştirilen braketler ile yapılsa da dişlerin arka yüzeylerine sabitlenen braketler, şeffaf plaklar, porselen braketler gibi estetik görünümü koruyucu tedavi yöntemleri de dişlerdeki ihtiyaca bağlı olarak uygulanabilir.

Braketlerle Ortodontik Tedavi Nasıl Yapılır?

Geleneksel tedavi yönteminde braketler, dişler üzerine teker teker özel bir yapıştırıcı uygulanmasıyla sabitlenir. Bu yapıştırıcı bölgedeki tutunmayı ışınla aktive olarak sağlar. Braketler tüm dişler üzerine bu yöntem ile sabitlendikten sonra ise ark teli adı verilen tel braketlerin içinden geçirilir. Belirli aşamalarında ihtiyaca bağlı olarak tedavi, lastik uygulamaları ile sabitlemeler yapılarak desteklenebilir. Teller takıldıktan sonraki ilk süreçte dişlerin üzerinde bir basınç hissedilmesi normaldir. Dişleri hareket ettirmek amacıyla kullanılan kuvvet sonucunda meydana gelen bu minimal ağrılar uygulamayı takip eden hafta içerisinde azalarak geçer.

Şeffaf Plaklar ile Ortodontik Tedavi Nasıl Yapılır?

Telsiz ortodonti olarak bilinen invisalign tedavisinde kuvvet, dişler üzerine şeffaf plaklarda yapılan minimal yönlendirmeler ile uygulanır. Kişiye özel hazırlanan bu şeffaf plaklar belirli periyotlarla yenilenerek dişler üzerinde meydana getirdiği yönlendirmelerin düzenlemesi yapılır. Her biri 0.05 mm’lik hareket oluşturan bu plaklar genellikle 15 günlük periyotlarda yenilenir.

Ortodontik Tedavi Ne Kadar Sürer?

Braketlerin ilk takılacağı seans tedavi süresi ortalama olarak bir saat sürer. Devam eden randevu seansları ise genellikle 3 – 4 haftada bir olacak şekilde planlanır. Bu seanslar, braket kopması veya telin kırılması gibi beklenmedik bir durum ile karşılaşılmadığı sürece yaklaşık 15 dakika ile yarım saat arasında tamamlanabilir. Tedavinin tümüyle tamamlanması ise hastanın tedaviye uyumuna, çenelerde iskeletsel anomali varlığına, dişlerin çapraşıklık durumuna, diş ya da çene dokularının yapısına bağlı olarak büyük oranda değişiklik gösterebilir.

Ortodontik Tedavi Hangi Yaşta Uygulanabilir?

Ortodontik tedavi ile dişler üzerinde düzenleme yapılması planlanıyorsa tedavi işlemi her yaşta uygulanabilir. Ancak çene kemiklerindeki anomalilerin neden olduğu çapraşıklıkların tedavi edilmesi isteniyorsa, iskelet kaynaklı bu düzensizlikler yalnızca ortodontik tedaviler ile 12 yaş öncesinde uygulanabilir. İleri yaşlarda ise bu durumların tedavisi, çeşitli cerrahi işlemler ile ortodontik tedavilerin kombine edilmesi sonucunda sağlanabilir.

Ortodonti Tedavisi Sonrası Pekiştirme Tedavisi Nasıl Yapılır?

Pekiştirmenin sağlanabilmesi için sabit ya da takıp çıkarılabilir tedavi alternatifleri mevcuttur. Bu apareylerin takılması ilk günlerde konuşmada bir miktar bozulmaya neden olabilse de bu bozulma dokuların adaptasyonu ile birlikte ortadan kalkar. Şeffaf plaklar pekiştirme tedavisinde takıp çıkarılabilir bir pekiştirme apareyi olarak sıklıkla kullanılır. Dişleri çepeçevre saran, sert kalıplı bu plaklar; estetik kaygılara neden olmaması sayesinde büyük avantaj sağlar. Bu plakların pekiştirmeyi sağlayabilmesi için günlük olarak diş hekiminin önerdiği sürelerde kullanılması gerekir. Sabit pekiştirme apareyi olarak uygulanan tedavi ise ön dişlerin iç tarafına çeşitli kalınlıklardaki tellerin yapıştırılması ile gerçekleşir. Bu tellerin, olabildiğince uzun süre ağız içerisinde kalması tedavinin uzun dönem başarısının sağlanmasında oldukça etkilidir. Pekiştirme tedavisinin süresi; hastanın yaşına, yapılan ortodontik tedavinin şekline ve süresine göre önemli oranda değişiklik gösterebilir.

Ortodonti Tedavisi Sonrası Pekiştirme Tedavisi Neden Gereklidir?Aktif tedavi ile dişlerin olması gereken konuma ulaşması tedavinin sona ermesi için yeterli değildir. Bu dönemin ardından teller çıkarıldıktan sonra dişlerin yeni konumunu koruyup eski konumlarına geri dönmesini engellemek amacıyla pekiştirme tedavisi oldukça büyük önem taşır. Pekiştirme apareyleri sayesinde diş eti, kemik ve kasların yeni konumlarına adapte olabilir.

ENDODONTi

Diş dokuları çürük oluşumuna ya da çeşitli travmalara bağlı olarak hasar gördüğünde ağrı veya hassasiyet gibi belirtiler görülmesine neden olabilir. Bu belirtilerin yanı sıra, estetik görünümde önemli oranda kayıp da oluşturabilir. Dokularda meydana gelen hasarların tedavisi ise etkenin neden olduğu doku kaybı miktarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Dişin içerisindeki sinir paketinin sağlığının korunabildiği durumlarda, konservatif tedavi (dolgu tedavisi) dişin sağlıklı formuna kavuşması için yeterli olabilir. Ancak enfeksiyon sinir dokularına yayılım gösterdiğinde ağız ve diş sağlığının korunabilmesi için enfekte sinir dokularının da temizlenmesi gerekmektedir. Bu durumda ise endodontik tedavi (kanal tedavisi) uygulamaları, iyileşmenin sağlanmasında önemli bir yardımcıdır.

Konservatif Tedavi (Dolgu Tedavisi) Ne Zaman Yapılır?

Dolgu tedavisi; dişin doku bütünlüğünün bozulduğu durumlarda ya da estetik görünümde düzenlemeler yapmak amacıyla, diş yüzeyindeki hasarlı alanları uzaklaştırarak gerekli bölgelerin diş yapısına uyumlu materyallerle doldurulması işlemidir. Dolgu tedavisi, çürük ya da kırılma nedeniyle dişte meydana gelen form kaybının ortadan kaldırılması için kullanılabilir. Bunun yanı sıra, dişler arasında aralık olan durumlarda aradaki mesafeye bağlı olarak estetik düzenleme amacıyla kullanımı da tercih edilebilir.

Konservatif Tedavi (Dolgu Tedavisi) Nasıl Yapılır?

Dolgu tedavisi, tek seans içerisinde ve yapılacak dolgunun derinliğine bağlı olarak ilgili alana lokal anestezi verilerek konforlu bir şekilde uygulanabilir. Anestezi uygulamasının gerek olmadığı dolgu tedavilerinden sonra hastanın yemek yemesi konusunda herhangi bir sakınca yoktur. Ancak anestezi uygulaması gerekli ise bölgedeki his kaybına bağlı olarak çiğneme fonksiyonları esnasında ağız içi dokulara da hasar verilebilir. Bu sebeple yemek yemek için anestezinin etkisinin ortadan kalkmasını beklemek gerekir. Dolgu yapımının ardından minimal hassasiyet meydana gelebilse de genellikle bir hafta içinde azalarak ortadan kalkar.

Konservatif Tedavi (Dolgu Tedavisi) Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

Dolgularda kırılma meydana getirebileceğinden sert ve kabuklu gıdaların tüketimi minimuma indirilmeli; tırnak yeme, diş sıkma gibi problemler tedavi edilmelidir. Asitli gıdalar zamanla dolgunun yapısında bozulmaya neden olabileceğinden tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Nargile, sigara gibi içeriğinde nikotin bulunan tütün ürünleri kullanılmamalıdır. Ağız bakımında rutin uygulamaların düzenli yapılması dolgu tedavisinin bakımı için yeterli olur. Ekstra bir ağız bakım uygulamasına gerek yoktur.

Endodontik Tedavi (Kanal Tedavisi) Ne Zaman Yapılır?

Çeşitli etkenlere bağlı olarak diş içerisindeki sinirler canlılığını kaybedebilir ve enfeksiyon oluşumu için uygun bir ortam oluşturabilir. Bu durumda, dişin çevresindeki dokuların sağlığını korumak ve enfeksiyonun yayıldığı dokuların neden olduğu ağrıları dindirmek amacıyla kanal tedavisi uygulanır. Bu uygulama, canlılığını yitirmiş sinirlerin temizlenmesi, diş kanallarının dezenfeksiyonunun sağlanması ve özel dolgu materyali ile doldurulması işlemlerini kapsar. Kanal tedavisi ihtiyacı olan dişlerde hastalık, kimi zaman belirti vermeden ilerler. Bu durumda dokulardaki hasar, radyografik muayeneler sayesinde tespit edilebilir ve tedavi planına dahil edilebilir. Belirti gösterdiği durumlarda ise kendiliğinden başlayan ağrı, sıcak-soğuk hassasiyeti, dişlerde renk değişimi gözlenebilir. Ağrının gece saatlerinde şiddetlenmesi, ağrı kesici kullanımı ile kontrol altına alınamaması sinir dokularında enfeksiyon varlığının önemli göstergeleridir. Enfeksiyonlar erken dönemde tedavi edilmezse ilerleyen zamanlarda apse oluşumuna da neden olabilir.

Endodontik Tedavi (Kanal Tedavisi) Nasıl Yapılır?

Kanal tedavisi genellikle iki seans içerisinde tamamlanır. Enfeksiyonun yayılım durumuna bağlı olarak kimi zaman tek seans yeterli olabilirken, şiddetli enfeksiyonların birkaç seans içerisinde tedavi edilmesi gerekebilir. Sinir dokuları uzaklaştırılan dişler, dolgu işlemleri yapılmadan önce darbelere karşı oldukça dirençsizdir. Bu nedenle tedavi süreci tamamlanana kadar sert ve yapışkan gıdalardan uzak durulması gerekir. Tedavi sonrasında dokularda iyileşme sağlanana kadar geçen sürede ilgili dişte hafif ağrı ve hassasiyet meydana gelebilir. Bu durum, birkaç hafta içerisinde azalarak ortadan kalkar.

Endodontik Tedavi (Kanal Tedavisi) Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

Kanal tedavisi uygulanan dişler, dolgu tedavisi yapılan dişlere göre kırılmaya karşı daha az direnç gösterebilir. Diş dokusundaki kaybın minimal olduğu durumlarda dolgu tedavisi sonrasında dikkat edilen uygulamalar kanal tedavisi uygulanan diş için de yeterlidir. Ancak doku kaybının daha fazla olduğu durumlarda, dişin üzerine kaplama uygulaması yapılarak diş dokusunun kırılmaya karşı direnci artırılabilir.

AĞIZ VE ÇENE CERRAHİSİ

Ağız, çene ve yüz bölgesinde yumuşak ve sert dokuyu ilgilendiren bozuklukların medikal ve operasyonel yöntemlerle iyileşmesinin sağlandığı bilim dalıdır. Hastalıklı veya hastalık meydana getiren doku bölümünün çıkartılması, bozuk dokuların yeniden şekillendirilmesi, dokuyu tamamlamak amacıyla biyomateryal yerleştirilmesi suretiyle tedavi edilmesine yönelik teşhis, tanı, uygulama yöntemlerini kapsar.

Doğumsal anomaliler, travmalar, iltihaba bağlı oluşumlar, tümoral oluşumlar, estetik anomaliler, kemik yetersizlikleri, sinüs kaynaklı problemler, yumuşak doku eksiklikleri, tükürük bezi problemleri, patolojik oluşumlar, gömük dişler, kistler, çenelerin yanlış konumlanması, travma sonucu doku bozuklukları, yumuşak doku bozuklukları gibi problem alanlarında çalışır.

PERİODONTOLOJİ

Diş eti tedavileri, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak dokuların hasar görmesi durumunda sağlığına kavuşturulması, sağlıklı olduğu durumlarda ise estetik amaçlı olarak düzenlenmelerini kapsayan işlemlerdir. Ağız içerisinde dokuların sağlığını koruması, diğer dental tedavilerin de başarı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi ve sürdürülebilmesi için diş eti sağlığı büyük öneme sahiptir. Aynı zamanda genel sağlık durumunun korunabilmesinde de oldukça etkilidir. Diş etinde meydana gelen bir hastalık; var olan kalp hastalıkları, diyabet ya da solunum yolu hastalıklarının şiddetlenmesine neden olabilir. Şiddetlenmeye bağlı olarak bu sistemik hastalıklar, tedavi edilmesi daha zor bir durum haline gelebilir.

Diş Etinde Hastalık Oluşum Mekanizması Nasıl İlerler?

Diş etinin sağlıklı dokusu; mat, soluk pembe renkte ve sıkı görünümdedir. Dokunun sağlığının bozulması durumunda diş etinde kanama, ağrı, şişlik, çekilme gözlenebilir. Dişlerde ise sallanma ya da yer değiştirme meydana gelebilir. Ağız kokusu problemi ortaya çıkabilir. Dişetinde hastalıklara neden olan ana etken, o bölgede yerleşim gösteren çeşitli zararlı bakterilerdir. Bu bakteriler, yetersiz ya da hatalı uygulanan ağız bakım nedeniyle ilgili bölgelerde tutunma ve birikim göstererek diş veya implant yüzeylerinde bakteriyel plak oluşturur. Bu oluşum mekanizmasının gerçekleşmesi ile diş etinde iltihap oluşabilir, çevredeki kemiğinde ise yıkımlar meydana gelebilir. Diş etinde oluşan bu hastalığın ilerleme süreci sigara kullanımı, diyabet gibi sistemik hastalıklar ya da kalıtsal özelliklere bağlı olarak hızlanabilir.

Diş Eti Tedavileri Hangi Durumlarda Yapılır?

Diş eti tedavileri hasarlı dokuların iyileştirilmesi, sağlıklı dokunun ağız fonksiyonlarına katkısını artırmak veya estetik görünümünü düzenlemek amacıyla uygulanabilir. Yapılan tedavilerin etkili olabilmesi ve devamlılığının sağlanabilmesi için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise ağız bakımının doğru bir şekilde yapılmasıdır. Düzenli olarak ve doğru teknikle diş fırçalama ve diş ipi kullanımına özen göstermek ideal ağız bakımının sağlanabilmesi için yeterlidir.

Diş Eti Tedavisi Kapsamında Uygulanan İşlemler Nelerdir?

Diş Taşı Temizliği ve Derin Temizlik: Tartar olarak da bildiğimiz diş taşları, dişin görünen yüzeyine ya da köklerine yapışıp tükürüğün içerisindeki iyonlarla birlikte sertleşmiş yapıdaki plaklardır. Bu oluşumlar, plağın daha fazla birikim göstermesine neden olarak diş eti hastalıklarının şiddetlenmesinde önemli oranda rol oynar. Dişlerin görünen yüzeylerinin üzerine tutunmuş olan diş taşları ve plaklar, özel ultrasonik cihazlar ve temizleme aletleriyle yüzeyden uzaklaştırılabilir. Bu oluşumların diş etinin altındaki diş kökleri üzerinde gözlenmesi durumunda ise subgingival küretaj adı verilen derin temizlik işlemi uygulanır. Derin temizlik işlemi, yeterli temizliğin sağlanabilmesi durumunda uygun temizleme aletleriyle kesi yapılmadan uygulanır. Kesinin gerekli görüldüğü nadir durumlarda ise lokal anestezi altında cerrahi tedavi gerçekleştirilebilir.

Diş Eti Düzenlemesi/Kesilmesi (Gingivoplasti/Gingivektomi): Diş etinin düzenlenmesi ya da kesilerek bir miktarının çıkarılması işlemleri, estetik görünüm ya da kısıtlı olan ağız içi fonksiyonlarının düzenlenmesi amacıyla uygulanabilir. Lokal anestezi uygulamasıyla birlikte ağrısız bir şekilde gerçekleştirilebilen bu işlemlerle diş eti büyümesi veya çekilmesinin tedavisi, diş eti estetiği (pembe estetik) uygulamaları ya da yumuşak dokuların bağlantı bölgelerinin düzenlemesi işlemleri yapılabilir. Diş eti çekilmesi tedavileri ile dişlerde meydana gelen hassasiyet azaltılabilir, diş eti büyümelerinde fazla dokunun bölgeden uzaklaştırılmasıyla bölgenin temizliği kolaylaştırılarak plak birikimi minimuma indirilebilir. Frenulum adı verilen yumuşak doku bağlantı bölgelerinin düzenlenmesiyle ise bu bölgelerin normalden büyük olması nedeniyle meydana gelen konuşma problemleri ya da diş eti çekilmeleri kontrol altına alınarak tedavi edilebilir. Gingivektomi ya da gingivoplasti ile gerçekleştirilen tedavilerin uygulaması genellikle tek seansta yapılabilir ve iyileşme süreçleri ortalama 10-14 günde içerisinde tamamlanabilir.

PEDODONTi

Çocuk Diş Hekimliği (Pedodonti), doğumdan ergenlik dönemine gelene kadar geçen süre içerisinde bireyin çene yüz gelişimini ve ağız diş sağlığı durumunu takip eden, doğumsal ya da çürük ve travma gibi etkenler nedeniyle sonradan kazanılmış birtakım sorunların teşhis ve tedavisi ile ilgilenen, aynı zamanda sonradan kazanılan bu problemlerin oluşumunun önüne geçmek için uygulanan bazı koruyucu tedavileri de içine alan bir diş hekimliği dalıdır. Bu dalda yapılan tedavileri çocuk diş hekimleri olan pedodontistler üstlenir. Pedodontistler (Çocuk Diş Hekimleri), 5 yıllık diş hekimliği eğitimine ek olarak 3 yıl boyunca çocuk diş hekimliği alanında uzmanlık yapmış hekimlerdir.

Çocuk Diş Hekimliği Kapsamında Hangi Tedaviler Uygulanmaktadır?

Çocuk Diş Hekimliği dalının uygulama alanına giren başlıca tedaviler şu şekilde sıralanabilir:

  • Doğru ağız hijyeni uygulama eğitimi
  • Diyet ve beslenmenin düzenlenmesi
  • Diş çürüğüne karşı koruyucu önlemlerden olan fissür örtücü, florür jeli, florür verniği gibi birtakım uygulamalar
  • Dişlerde oluşan travmaların tedavisi
  • Diş çekimi
  • Yer tutucu uygulaması
  • Kötü alışkanlıkların (parmak emme, tırnak yeme, dil itme gibi) giderilmesine yönelik uygulamalar
  • Süt dişleri ve yeni sürmüş sürekli dişlerde dolgular
  • Kanal tedavisi
  • Amputasyon
  • Davranış yönlendirme tekniklerinin uygulanması sayesinde, çocuklarda oluşabilecek diş hekimi korkusunun önüne geçilmesi
  • Çok küçük yaşlardaki çocukların, tedaviyi engelleyecek derecede anksiyete ve korkusu olan çocukların ya da engelli çocukların tedavilerini genel anestezi ya da sedasyon altında gerçekleştirilmesi

Çocuk Diş Hekimliği Hangi Yaş Grubundaki Hastalarla İlgilenir?

Çocuk Diş Hekimliği tedavileri 0-15 yaş arasındaki çocukları kapsar. Bu süreç içerisinde süt dişleri sürmeden önceki dişsiz dönem, süt dişlerinin sürme dönemi, süt dişlerinin sürmesinin tamamlandığı dönem, sürekli dişlerin sürmeye başladığı ve ağızda süt ve sürekli dişlerin bir arada bulunduğu karışık dişlenme dönemi, en sonunda da sürekli dişlerin tamamlandığı dönem bulunur.

Çocukların Süt Dişlerinin Önemi Nedir?

Süt dişlerinin en büyük önemi beslenmeyi ve bu sayede çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüme ve gelişimini sağlamaktır. Aynı zamanda konuşmanın gelişimi ve sürekli dişlerin düzenli dizilimi için önemli olmakla birlikte estetiği sağlamaları nedeniyle çocukların psikolojik gelişimi açısından da son derece değerlidir.

Biberon Çürüğü Olarak Bilinen Erken Çocukluk Çağı Çürüğü Nedir?

Biberon çürüğü, çocuklarda özellikle üst ön grup süt dişlerinde görülen ve hızla ilerleyen yaygın çürüklerdir. En büyük nedeni ise çocuklarda görülen uygun olmayan beslenmedir. Biberon çürüğünü önlemek için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Bebeklerin gece uykuya dalarken biberon kullanma alışkanlığına son verilmeli,
  • Her beslenmeden sonra ağız içi temiz bir tülbent ya da parmak fırçalarla temizlenmeli, eğer temizleme imkanı yoksa bebeğe su içirilmeli,
  • Biberon içerisine pekmez, bal gibi şeker içeren gıdalar eklenmemeli,
  • Emzik kullanımı öncesi şeker içeren gıdalara batırılmamalıdır.

Çocuklara Uygulanabilen Koruyucu Tedaviler Nelerdir?

Çocuk Diş Hekimliğin en önemli amaçlarından biri çocuklarda gelecekte çürük oluşumunu önlemektir. Bu amaçla yapılan fissür örtücü ve flor uygulaması gibi tedaviler koruyucu tedaviler kapsamına girer.

Fissür Örtücü Uygulaması

Fissür örtücü uygulaması ile dişlerin üzerinde bulunan fırçanın ulaşamadığı ve dolayısıyla tam anlamıyla temizlenemeyen oluklar kapatılır. Bu şekilde ileride çürük oluşumu olasılığının önüne geçilmiş olur. Birinci büyük azı dişlerinin sürdüğü 6-7 yaş arası dönem ve ikinci büyük azıların sürdüğü 11-13 yaş arası dönemde uygulanan fissür örtücüler ilerde gelişmesi olası çürük oluşumunu büyük ölçüde engeller.

Flor Uygulaması

Flor dişlerin yapısına katılarak dişlerin çürüğe karşı direncini arttırır. Başlangıç aşamasındaki çürüklerin tedavisi ve ilerlemesinin engellenmesi amacıyla uygulanabilecek hızlı ve basit bir tedavi yöntemidir. Uygulama sıklığına çocuğun çürük riskine göre karar verilir.

ÖNLEYİCİ DİŞ HEKİMLİĞİ
Koruyucu diş hekimliği var olan sağlıklı dokuların ve restore edilmiş dişlerin sağlıklılık durumlarının sürdürülebilmesi için uygulanan yöntem ve eğitimleri kapsar. Her hekim kaybolan dokuları geri kazandırmaya çalışırken koruyucu hekimlik ilkelerini de gözetir. Koruyucu hekimlik, hastaların davranış ve alışkanlık eğitimi, muayenehanelerde uygulanan diş dokusunu güçlendiren materyaller ve hassas bölgelerinin kapatılarak korunması, yaşam konforunu arttıran destek uygulamalarını kapsar. Çürük risk analizi ve çürük kontrolünde kademeli tedavi yaklaşımı gibi özel yaklaşımları da içeren bu bölüm tedavi sonrası her hastamız için sürdürdüğümüz bir destektir.